21 Ekim 2013 Pazartesi

Kadınlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde
’yetim-öksüz’ kalan çok olur...
Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler,
özenle saklanmış küçülmüş giysiler,
dolap diplerindeki kurdeleler...

Çekmecenin dibinde artık kimsesizdir eski tarak..
Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar,
yetim kalmıştır tabaklar...
Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.
Balkon artık sessizdir.
Koridor kimsesiz.

Bir kadın gittiğinde...
Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında;
bir ağır işçi,
bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...
Bir anne gider...
Bir dost...
Bir arkadaş...
Bir sevgili...

Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar,
yakınmalar, dualar yetim kalır...
Kapı eşiğindeki "dikkat et..." duyulmaz,
annesi gitmiştir"geç kalma" nın...


Bekir Coşkun

Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında...
ve pek çok "yetim" bırakmıştır arkasında..

-Bekir Coşkun-(20/07/2006)


''Sevincin kapıları, acıların anahtarlarıyla açılır.''

Rabindranath Tagore